22 Kasım 2025 Cumartesi

Kilimli’de kıyı kenar çizgisi sınırları içinde yasalara aykırı şekilde inşa edilen ve “kaçak otel” olarak nitelendirilen NorthWest Otel, belediye yönetimiyle iç içe geçmiş bir düzenin simgesi haline gelmiş gibi görünüyor. İddiaya göre, Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun, otelden sorumlu yöneticilerden biri olan Faik Akşar ile dostluk ilişkisi kurarak hem inşaatın hem de ruhsat veriliş süreçlerinin her aşamasında göz yummakla suçlanıyor.
Kıyı Kanunu Çiğneniyor mu?
Resmî imar planlarına bakıldığında, otel ve yanındaki tesislerin kıyı kenar çizgisi içinde olduğu ve bu bölgenin Kıyı Kanunu’nun koruma bandı kapsamında kalması gerektiği belirtiliyor. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarına göre, bu alanda konaklama tesisinden çok sadece rekreasyon alanı ve balıkçı barınağı kurulması mümkün olmalıydı.
Kıyı Kanunu’na aykırı yapılaşmaya rağmen, iddialara göre Kilimli Belediyesi bu otel ve tesislere ruhsat vermekten imtina etmedi. Hatta, bazı kaynaklara göre, Başkan Altun’un bu yapılarda ortak olduğu yönünde güçlü söylentiler var.
Göz Yumulan Yıkılmalı Olan Yapılar
Belediye ile ilişkili bu tesislerin sadece ruhsat almakla kalmadığı, aynı zamanda yıkılması gereken bir alana yeniden inşa edildiği yönünde ciddi iddialar var. Yani “yıkılmalıydı, ama yıkılmadı; aksine büyütüldü ve yenilendi.” Bu, birçok kilimlili vatandaşın “belediye yönetimi ve yatırımcılardan oluşan bir klik var” görüşünü kuvvetlendiriyor.
Köfteci Yusuf İşletmesi: Başka Bir Ayrıcalık mı?
Otel skandalı bununla sınırlı kalmıyor: İddialara göre, otelin hemen yanındaki araziye, meşhur Köfteci Yusuf adlı restoran açılmasına da belediye neşter bastırmaktan kaçındı. Bu durum, “yatırım izni” ya da ayrıcalıklı izinler için belediye yönetimiyle Akşar ve Altun arasında örtülü bir ortaklık olabileceği varsayımlarını gündeme getiriyor. Kilimli halkı bu durumu “kıyı kanununa aykırı alana başka bir ticari yapı daha koydular” diye konuşuyor.
Güvenlik Tehlikesi ve Deprem Riski
Kilimli Haber, bu otelin depreme karşı risk barındırdığı iddiasını da öne çıkarıyor. Karot ve risk raporu alınmadan ruhsat verilmesi, uzmanlara göre büyük bir can güvenliği riski oluşturuyor.

Halk Analizi: “Biz Seyrediyoruz, Onlar Kazanıyor”
Kilimli halkı bu duruma öfke dolu. Belediye yönetiminin sürekli Altun’un ve yakın çevresinin işleriyle ilgilenmesini “yerel halkı kazan-dışı bırakmak” olarak yorumluyorlar. Kimileri “Bal tutan parmağını yalar” diye tarif ediyor: Yatırım, para hep aynı küçük gruba akıyor; vatandaş ise bunu izlemekten başka çaresi olmadığını düşünüyor.
Görmezden Gelinen Yasal Sorumlular
Bu durum sadece Kilimli Belediye Başkanı’na indirgenmiş bir mesele değil. Vatandaşlar, duruma müdahil olması gereken kurumları da işaret ediyor:
Bu kurumların kıyı kanunu ihlallerine göz yuman ya da göz yummaya çalışan belediye yönetimi hakkında derhal soruşturma başlatması gerektiği vurgulanıyor.
Yerel Basına Yoluyla: “Göz Boyama İlanları”
İddialara göre, skandalı bastırmak için belediye ve çevresi, basın ilanları yoluyla “biz iş veriyoruz” mesajı vermeye çalışıyor. Ancak birçok kilimlili, bunun bir göz boyama taktiği olduğunu; yasadışı yapılaşmadan doğan fahiş rantı meşrulaştırmak için kamuoyunu manipüle etme girişimi olduğunu düşünüyor.
Sonuç ve Çağrı
Kilimli’de yaşanan bu skandal, sadece bir inşaat ya da imar sorunu değil; yolsuzluk, kamu kaynaklarının suiistimali ve hukukun çiğnenmesi meselesi olarak değerlendirilmeli. Belediye Başkanı’nın ve onun çevresindeki yatırımcıların ayrıcalıklı muamelelere sahip olmasına karşı, kamu görevlileri ve savcılık derhal devreye girmeli.
Biz Kilimlililer olarak; Kilimli Kaymakamlığı’nı, Zonguldak Valiliği’ni ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nı, bu yolsuzluk düzenine dur demeye çağırıyoruz.



Kilimli’de yaşanan iş kazası sonrası Milliyetçi Hareket Partisi Kilimli İlçe Başkanı Atakan Örer, adeta patladı.
Örer’in sözleri bu kez sadece uyarı değil, iktidar ve yerel yönetim için açık bir tokat niteliğinde oldu.
“Bu ilçede hastane yok, çünkü yıllardır siyaset yapılmadı; sadece söz verildi!”
Örer, ağır yaralanan Yiğit Yılmaz üzerinden verdiği örnekle, ilçedeki hastane yokluğunun artık sadece bir eksiklik değil, doğrudan insan hayatına mal olan bir siyasi ihmal olduğunu söyledi.
“Kilimli’de tam donanımlı bir hastane olsaydı, bugün yaşanan dram çok daha farklı olabilirdi!”
BELEDİYE BAŞKANI VE AK PARTİ İLÇE TEŞKİLATI
Kilimli, her seçim döneminde verilen sözlerin ardından unutulan, hizmet değil vaat siyasetine mahkûm edilen bir ilçe olmaya devam ediyor.
Ve bugün gelinen noktada Kilimli halkı, siyasetçilerin bu duyarsızlığının faturasını ödüyor.
Belediye başkanı nerede? AK Parti ilçe başkanı nerede?
Hastane talebi yıllardır ortada, ama ortada bir tek proje yok!”**
Kilimli halkının sitemi sert:
“Siz yönetemiyorsanız, bu ilçenin kaderiyle daha fazla oynamayın!”
ARTIK SAKLANACAK HİÇBİR ŞEY KALMADI
Kilimli’de bir hastane yapılması için gerekli adımların atılmaması, kamuoyunda bilinçli bir ihmal, sürekli ertelenen bir zorunluluk, ilçenin kaderine terk edilmesi olarak yorumlanıyor.
Bugün kol kaybı…
Yarın can kaybı yaşandığında sorumluluk kimde olacak?
“Bu sorunun cevabını vermesi gerekenler, bugün kameraların karşısına bile çıkmaktan kaçıyor.”
Örer: “Hastane artık siyaset üstü değil, siyaset EKSİKLİĞİDİR!”Örer’in çağrısı bu kez çok daha net ve çok daha ağırdı:
“Hastane yapmak bir lütuf değildir! Kilimli halkına borcunuzdur!
Bugün sesimizi duymayanlar, yarın bu sessizliğin hesabını vermek zorunda kalacak.”
** GAZETEMİZ SORUYOR **
“KAÇ ACI, KAÇ YARA, KAÇ KAYIPTAN SONRA HAREKETE GEÇECEKSİNİZ?”**
Kilimli halkı artık sabır değil, somut adım istiyor.
Bu ilçenin kaderi ilgisizlik, ihmal ve vaat siyasetinin arasında kaybolmamalı.
Yiğit Yılmaz’a acil şifalar diliyoruz; ancak soruyoruz:
“Bir sonraki acıyı kim yaşayacak ve o gün kim hesap verecek?”

Kilimlideki özel bir maden ocağında meydana gelen iş kazasında 44 yaşındaki maden işçisi Yiğit Yılmaz ağır yaralandı. Çalışma sırasında kömür bandına kolunu kaptıran Yılmaz’ın sol kolu ve parmakları ciddi şekilde hasar gördü.
Mesai arkadaşları tarafından hızla ocaktan çıkarılan işçi, ambulansla Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından Yılmaz’ın kopan kolunun yeniden dikilebilmesi için Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.
Olayla ilgili inceleme başlatıldığı öğrenildi.

Zonguldak Muslu – Kazköy Cumhuriyet Mahallesi ana yolunda sabah saat 09.30’da seyir halindeki bir otomobil adeta ölümle burun buruna geldi. Muslu istikametine doğru ilerleyen karı-koca sürücüler, araçlarından yükselen alevleri fark eder etmez otomobili yol kenarına çekerek canlarını zor kurtardı.
Görgü tanıklarının nefeslerini tutarak izlediği o anlarda araç kısa sürede alev topuna döndü. Aile araçtan çıkar çıkmaz güvenli bir alana geçerek olup biteni çaresizce izlemek zorunda kaldı.
En büyük tehlike ise otomobilin LPG’li olmasıydı. Tankın tamamen dolu olduğu öğrenilirken, patlama riskine rağmen itfaiyenin hızlı müdahalesi muhtemel bir faciayı engelledi.
Olay sırasında şans eseri yaralanan olmadı. Yol bir süre trafiğe kapanırken, vatandaşlar “Resmen ucuz atlatıldı” yorumunda bulundu. Yetkililer yangının çıkış nedeniyle ilgili inceleme başlattı.

Kilimli “yalancı çoban”dan artık hikâye değil, hizmet bekliyor!**
CHP Kilimli İlçe Başkanı Erdinç Kargidan yine sahnede… Yine aynı senaryo… Aynı cümleler, aynı vaatler, aynı fotoğraflar… Tek değişmeyen bir şey var: Ortada hâlâ hiçbir iş yok!
Yıllardır Kilimli’ye hizmet edeceğini söylüyor ama yaptığı tek hizmet;
Kusura bakmasın…
Bu olsa olsa “çalışıyormuş gibi yapmak 101” dersinin sınıf etkinliğidir.
“Siyaseti bırakıyorum… İzmir’e gidiyorum…”
Kargidan’ın yıllardır Kilimli’ye sattığı tek proje bu:
“Siyaseti bırakıyorum! Gideceğim! Terk ediyorum!”
Ama ne hikmetse valiz hep hazır, kendisi hiç gitmiyor.
Bu milletin de sabrı taştı.
Kilimli’de artık adınız halk arasında şöyle geçiyor:
“Yalancı çoban!”
Hani kurt gelmediği halde köyü alarmına kaldıran çocuk vardı ya…
Tam olarak o!
Aylardır bıraktım, terk ettim, gidiyorum…
Ama bir bakıyorsunuz ertesi gün kahvede…
Elinde okey taşı…
Gözünde güneş gözlüğü…
Dudakta mega siyasetçi pozları…
“Muhalefet yapacağız!” dedi… Mikrofon bile açamadı
Koltuğa oturmadan önce büyük laflar vardı:
Göreve geldiğinden beri sorduğu tek şey var:
“Düğün nerede? Açılış kaçta?”
Kilimli’de belediyenin beş yılını izleyen herkes biliyor:
Kargidan gelse gelse muhalefet değil, figüran pozisyonuna gelebilir.
Slogan? Var.
Poz? Çok.
Hizmet? Yok.
Çünkü megafon değil, promptır konuşuyor.
Birisi yazıyor, o okuyor…
Onu da güç bela…
Siyaset ezberse tamam.
Asıl hedef: Koltuk! Hem de belediye koltuğu
Kargidan’ın siyasi hayatının tek motivasyonu belli:
Belediye başkanı olmak.
CHP’de olmadı, küstü.
İYİ Parti’de denendi, yürümedi.
Şimdi ilçe başkanlığında fırsat kolluyor:
Yeter ki gazetede altına
“Kilimli halkıyla iç içe”
yazılsın.
Ama Kilimli halkı artık görüyor:
Bu iş iç içe değil, dış görüntü politikası!
Aday olduğu zaman iki kez arayan Kargidan, bugün yüzüne bile bakmıyor
Zamanında günde iki kez arayan Kargidan’ın bugün telefonu bile çalmıyormuş.
Halk bunu şöyle yorumluyor:
“Öküz öldü, ortaklık bitti.”
Ama merak etmeyin…
Seçim günü yaklaşsın…
Kapılar yine tek tek çalınacak.
Aynı cümleler yeniden başlayacak:
Halk da içinden diyecek ki:
“Bu masalı üçüncü kez dinliyoruz başkan…”
SON SÖZ
Kargidan önce dönüp aynaya şunu sormalı:
Çünkü Kilimli yıllardır sadece şunu istiyor:
Ve toplum artık şunu idrak etti:
Erdinç Kargidan sahneye çok çıkıyor ama hâlâ rolün ezberini bitiremedi.
Bir siyasetçi önce verdiği sözlerde durur sayın Kargidan söz vermek başka bir seydir.