09 Aralık 2025 Salı

Kilimli’nin sesi, gözü ve vicdanı olan Kilimli Haber, 1 Ocak 2018’de Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde, ilçenin ilk ve tek gazetesi ile televizyonu olarak usta gazeteci Yasin Aygün tarafından kuruldu.
Kurulduğu günden bu yana doğruluktan ayrılmadan, tarafsız, ilkeli ve dürüst habercilik anlayışıyla halkın güvenini kazanan Kilimli Haber, bugün bölgenin en güçlü yerel medya markalarından biri haline gelmiştir.
Kilimli Haber’in 8. yayın yılına adım atışını içtenlikle kutluyorum.
Yerel basının güçlenmesi, demokrasimizin ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin en önemli unsurlarından biridir. Bu anlamda Kilimli Haber’in bölgemize kattığı değer çok kıymetlidir.
Nice yıllara Kilimli Haber…
Nice yıllara tarafsız, cesur ve ilkeli gazetecilik…
Kurucusu, sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
değerli gazeteci Yasin Aygün’ü ve tüm emek veren çalışanları tebrik ediyor, başarılarının artarak devam etmesini diliyorum.
8. yılınız kutlu olsun.
Satılmış GEBEŞ
Çaydeğirmeni Belediye Başkanı

Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Nazmi Özden, partisinin gündeme ilişkin yaptığı siyasi içerikli açıklama nedeniyle ifadeye çağrıldı. Özden’in adliyedeki ifade süreci, CHP teşkilatının geniş katılımlı desteğine sahne oldu.
İfade çağrısının duyulmasının ardından, sabahın erken saatlerinden itibaren CHP ilçe başkanları, gençlik ve kadın kolları, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda partili, adliye önünde toplanarak Özden’e destek verdi. Adliye girişinde adeta bir birlik mesajı veren örgüt, “Biz buradayız” diyerek saf tuttu.
İfade işlemlerinin tamamlanmasının ardından CHP örgütü adına yapılan açıklamada, demokratik siyaset ve ifade özgürlüğü vurgusu öne çıktı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“CHP Merkez İlçe Başkanımız Nazmi Özden, partimiz adına yaptığı siyasi bir açıklama nedeniyle ifadeye çağrılmıştır. İlçe başkanlarımız ve örgütümüzle birlikte sürece katılım sağlayarak yanında olduğumuzu gösterdik. Örgütümüzün herhangi bir ferdinin başına ne gelirse gelsin, her koşulda ve her zaman yanında olmaya devam edeceğiz.”
CHP temsilcileri, siyasi nitelikli bir değerlendirmenin hukuki sürece taşınmasını demokratik ifade özgürlüğü açısından kaygı verici bir gelişme olarak değerlendirdi.
Özden’e verilen geniş destek, gün boyunca CHP Zonguldak örgütü içinde en önemli gündem maddesi olmayı sürdürdü.
Kilimli siyasetinde son günlerde yaşananlar, aslında Türkiye siyasetinin küçük bir özeti gibi…
Bir aday düşünün: Seçim kaybedince öfkesini yönetemeyen, partisiyle kavga eden, kendisini eleştiren herkese saldıran…
Ve sonunda umudunu kaybettiği partisinden kaçıp soluğu başka kapılarda alan.
Mesut Şalvarcıoğlu tam olarak böyle bir savruluşun içinde.
İYİ Parti’den aday olup seçim kaybettikten sonra yaşadığı siyasi çöküş, onu dengeli bir siyaset anlayışından tamamen uzaklaştırmış görünüyor. Henüz hezimetin tozu bile düşmeden, sağa sola saldırarak, partisine meydan okuyarak ve siyasi nezaketi ayaklar altına alarak kendisini iyice köşeye sıkıştırdı. Öyle ki, İYİ Parti’nin kendi içinde bile “yol ayrımı”ndan söz edilmeye başlandı.
Bu yol ayrımının sonunda Şalvarcıoğlu’nun rotası açıkça ortaya çıktı: AKP’nin kapısı.
AKP’ye Yakınlaşma: Gizli Saklı Değil, Açık Açık…
Kilimli kulisleri aylardır konuşuyor:
Şalvarcıoğlu’nun Galip Toptan ile başlattığı yakın temaslar, neredeyse siyasi bir “sadakat sunumu” hâline geldi.
Fotoğraflar, yemekler, masalar…
Öyle ki, artık bu buluşmalar sıradan bir tanışıklığın ötesine geçmiş, siyasi bir yatırımın görüntüsüne dönüşmüş durumda.
Köksal Toptan’a ulaşmak için kardeş Galip Toptan üzerinden yürütülen “randevu diplomasisi” ise, Şalvarcıoğlu’nun siyaset anlayışındaki büyük dönüşümü çıplak şekilde ortaya koyuyor.
Bir dönem İYİ Parti saflarında kendisini “muhalif figür” olarak lanse eden Şalvarcıoğlu’nun bugün AKP içinde kendine alan açmaya çalışması, sadece siyasi duruş değil, kişisel tutarlılık açısından da ciddi bir soru işareti yaratıyor.
Kamil Altun’un Kuyu Kazanı
İşin daha çarpıcı tarafı, bu yakınlaşmanın tek amacı olduğu kulislerde yüksek sesle konuşuluyor:
Kamil Altun’u yeniden aday yaptırmamak.
Siyasi rekabet olur, sorun değil.
Ancak bunun için bir partinin içine girip başka bir adayın ayağını kaydırmaya çalışmak…
Bir siyasetçinin değil, ancak bir siyasi “fırsatçının” yöntemi olabilir.
Şalvarcıoğlu’nun hedefi net:
Altun’u devre dışı bırakıp AKP’den kendisine adaylık yolu açmak.
Bu girişim öyle pervasız ki, daha seçim takvimi ortada yokken bile kulislerde “Şalvarcıoğlu kuyuyu çoktan kazmaya başladı” deniyor.
Rakı Sofralarında Adaylık Provasi
Rakipleriyle aleni kavga eden, kendi partisiyle çatışan, bir yandan da AKP’ye göz kırpan Şalvarcıoğlu’nun Galip Toptan ile rakı sofralarında verdiği samimi pozları da Kilimli’de artık alay konusu olmuş durumda.
Halkın dilindeki soru şu:
“AKP’den adaylık isteyen bir ismin rakı masası pozları hangi siyaset mantığına sığıyor?”
Tutarlılık mı?
Siyasi etik mi?
Yoksa fırsatçılık mı?
Cevabı kamuoyuna bırakıyorum.
Sonuç:
Bu tabloya bakınca ortada bir siyasetçinin kararlı yürüyüşü değil, tam tersine savrulan bir siyasi kariyer görüyoruz.
Bugün İYİ Parti’den umudu kesen Mesut Şalvarcıoğlu’nun AKP’ye yanaşması, siyasetin olağan akışı içinde değerlendirilebilir.
Ancak yöntemi, tarzı, tutarsızlığı ve hırsının kontrolsüzlüğü, onu Kilimli siyaseti içinde “güvenilmez” bir figüre dönüştürüyor.
Kilimli’de konuşulan tek cümle aslında her şeyi özetliyor:
“Mesut Şalvarcıoğlu siyaset yapmıyor, sadece yer kapmaya çalışıyor.”

Tarafsız, Özgür ve Cesur Yayıncılığın Gururu**
Kilimli’nin tek gazetesi ve tek medya kuruluşu olarak 8 yıldır kesintisiz yayın hayatımıza devam etmenin gururunu yaşıyoruz. İlk günden bu yana yalnızca gazeteciliğin onuru, halkın hakkı ve gerçeğin tarafında durduk.
Bu süre boyunca kimseyle kişisel ilişkiler kurmadık, kimsenin masasına oturmadık, kimseyle ortaklık yapmadık. Hiçbir kapının adamı olmadık; sadece Kilimli’nin, Kilimli halkının sesi olduk. Haberlerimizi her zaman eşit mesafede, objektif ve bağımsız şekilde yaptık, yapıyoruz.
Ancak biliyoruz ki, gerçeklerden rahatsız olanlar, yapılan haberleri kişiselleştirip kendi üzerine alınabilir. Açık söylüyoruz:
Bizim tek meselemiz Kilimli’dir.
Kilimli halkının hakkıdır.
Doğrunun, şeffaflığın ve hesabının sorulması gereken her konunun takipçisiyiz.
Bir göreve talip olan, bir makamı temsil eden herkes eleştiriye açık olmak zorundadır. Çünkü o koltuklar hizmet yeridir, sızlanma yeri değil. Kamu gücünü kendi çıkarına, yandaşına, çevresine rant sağlamak için kullanan kim olursa olsun, karşısında bizi bulacaktır.
Bizim işimiz bellidir:
Doğruyu yazmak, yanlışa ışık tutmak, halkın yanında durmak.
Kilimli görevini yapanı da yapmayanı da bilir.
Biz de bilmeye, görmeye ve yazmaya devam edeceğiz.
8. Yıl kutlamalarınızda bizleri yanlız bırakmayan tüm sevenlerimize teşekkür ediyoruz
8 yıldır olduğu gibi…
Tarafsız, güçlü ve cesur bir şekilde.
Kilimli Haber Kurucusu ve Yazı İşleri Müdürü
Yasin AYGÜN
Deniz Yavuzyılmaz’a Kritik ve Stratejik Görev

CHP Lideri Özgür Özel, 39’uncu Olağan Kurultay’ın ardından partisinin merakla beklenen yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerini açıkladı.
Zonguldak Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, yeni dönemde Kamu Denetimi ve Yolsuzluklarla Mücadele alanından sorumlu olacak.
Parti içinde hem stratejik hem de kamuoyunun yakından takip ettiği bir alanın Yavuzyılmaz’a emanet edilmesi, kulislerde “Özel güveniyor, Yavuzyılmaz düğmeye basıyor” yorumlarını beraberinde getirdi.
İŞTE CHP’NİN YENİ MYK KADROSUGenel Sekreter: Selin Sayek Böke
Yurtiçi Örgütlenme: Ensar Aytekin
Yurtdışı Örgütlenme: Nurhayat Altaca Kayışoğlu
İdari ve Mali İşler: Özgür Karabat
Yerel Yönetimler: Gökan Zeybek
Medya ve Halkla İlişkiler: Burhanettin Bulut
Hukuk İşleri: Gökçe Gökçen
Çevre, Doğa ve Hayvan Hakları: Evrim Rızvanoğlu
İnsan Hakları: Mustafa Sezgin Tanrıkulu
Kurumsal ve Siyasi Partilerle İlişkiler: Serkan Özcan
Dış Politika ve Dış İlişkiler: Namık Tan
Kamu Denetimi ve Yolsuzluklarla Mücadele: Deniz Yavuzyılmaz
İşçi ve Emek Büroları: Ulaş Karasu
İşveren Örgütleri & STK’lar: Bihlun Tamaylıgil
Milli Savunma Politikaları: Yankı Bağcıoğlu
Ekonomi Politikaları: Güldem Atabay
Parti Sözcüsü: Zeynel Emre
Yeni açıklanan MYK listesi, CHP’nin önümüzdeki dönemde hem içeride hem dışarıda daha aktif, daha görünür ve daha denetleyici bir siyaset izleyeceğinin sinyallerini veriyor.