Kamil Altun’un göreve başlayalı üzerinden beş yılı aşkın süre geçti. Ancak ilçesi Kilimli halkı, vaatlerin gerçekleşmediğini, hizmet çıtasının hâlâ aynı noktada olduğunu ve yerel demokraside sorumluluğu bulunan muhalefet partilerinin sessizliğini anlamlandırmakta güçlük çekiyor.
Aşağıda, halkta yoğun biçimde dile getirilen eleştirileri temellendirici biçimde sıralıyor, muhalefet partilerinin duruşunu analiz ediyor ve Altun’un bu süreçteki tutumuna dair değerlendirmelerde bulunuyorum.
Bizlere ulaşan ideları ve bilgileri kamuoyunla paylaşıyoruz
Eleştiriler
1. Hizmet üretiminde iddia edilen durgunluk
Halkın iddiasına göre:
Altun’un göreve gelmeden önce iki seçimde söz verdiği pek çok vaadi hâlâ gerçekleşmiş değil.
İlçede halkın gündelik yaşamını doğrudan etkileyen “görünür” hizmetlerin eksikliği gündemde.
Buna karşılık, belediye kaynaklarının ve bazı operasyonların “yakın çevre” ve “yandaş gruplar” için kullanıldığına dair yaygın şüpheler var.
2. Yakın çevreye aktarılan kazanç algısı
Sokakta öne çıkan iddialar şöyle:
Altun’un abisine kuyumcu açtırdığı, ardından ilçede mobilya mağazalarını kapatarak bir zincir üzerinden değerli gelir kaynaklarının devredildiği öne sürülüyor.
Kira-araç işlemlerinin, belediyeye yakın kişiler aracılığıyla yürütüldüğü; bunun halk tarafından bilinen ancak resmi olarak soruşturulmadığı vurgulanıyor.
Kıyı kenar çizgisi gibi kamuya ait alanlarda otel/tesis işleri yürütüldüğü; bu işlerin usulüne uygunluğu halk tarafından sorgulanıyor.
3. Muhalefetin sessizliği ve demokrasi sorunu
En can alıcı nokta belki burada:
İlçede etkin olması gereken muhalefet partilerinin, ilçe başkanlarının bu iddialara karşı tek bir güçlü tepki verememesi halkta “koltukta kalmak için sessiz kalıyorlar” algısını yaratmış durumda.
Bu durum, demokrasi ve hesap verebilirlik açısından ciddi bir eksiklik olarak değerlendiriliyor: “Bir yönetim olumsuzluklara rağmen ‘at koşturuyorsa’, muhalefet nerede?” sorusu sıkça soruluyor.
İl düzeyindeki başkanların da aynı suskunluğu sürdürmesi, “düşünsel bağımsızlık” ve “yerel denetim” mekanizmalarının çalışmadığı izlenimini pekiştiriyor.
Değerlendirme
Altun’un, sosyal hizmetler ve etkinlikler kapsamında (örneğin yaşlılara yönelik evde bakım hizmetleri, özel bireylerle kahvaltı etkinlikleri) olumlu algı yaratmaya dair girişimleri olduğu medyada yer alıyor.
Ancak, “görünür altyapı”, “kamu faydasına açık ticari işlemler” ve “şeffaf yönetişim” gibi hususlarda halkın beklentisi ile gerçekleşen politika arasında büyük bir makas olduğu yönünde güçlü bir kanaat var.
Muhalefetin sustuğu bir yerel yönetim ortamı, hem halkın güvenini sarsar hem de yönetim üzerinde makam/iktidar odaklı değil denetim odaklı baskının oluşmasını engeller. Sonuç olarak, ilçede siyasi canlılık azalmış gibi görünüyor.
Sonuç
Kilimli’de siyasetin bitmiş olması gibi rahatsız edici bir algı yaygın. Bu algının iki yönü var:
Bir yanda, yönetimin iddialarını karşılamayışı ve “yatırım/değer üretim” eksikliği.
Diğer yanda, muhalefetin görevini yapmaması ve halkın sesinin yerel siyasette karşılık bulmaması.
Eğer Kilimli halkı için gerçek anlamda bir değişim isteniyorsa, yönetimin şeffaflık ve hizmet üretiminde somutlaşmış bir ivme kazanması ve muhalefetin sessizlikten çıkıp sorumluluk almaya başlaması gerekiyor. Aksi halde “yandaş kazançları” ve “koltukta kalma kaygısı” algısı derinleşerek yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam edecektir.
News
