Kızılay'dan Kapak Gibi Bir Hamle Geldi!

Uzun yıllar Kızılay'da müdürlük görevi yürüten Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, kendi istediği isim Kızılay Başkanı yapılmayınca yeni atanan Kızılay Başkanı Serap Elibol ve yönetimine randevu vermedi. Alan'ın kibir ve ego kokan bu tavrına Kızılay'dan kapak gibi hamle hamle geldi. Kızılay, 19 Mart'ta yapılacak kongrede Selim Alan'a plaket verme kararı aldı. Kamuoyu şimdi Selim Alan'ın o kongreye katılıp katılmayacağını, plaketi alıp almayacağını merak ediyor. 
 

HIRSI AKLININ ÖNÜNDE!

Her platformda, "Kızılay benden sorulur" diyen Selim Alan, bir yardım kuruluşu olan Kızılay'ı ele geçirme çabası sonuçsuz kalınca adeta çılgına döndü. Hırsı aklının önüne geçen Selim Alan, her geçen gün yalnızlaşmaya devam ediyor.
Önce AKP İl Başkanı Zeki Tosun'a açık tavır koyan Selim Alan, kendisine yakın medya kuruluşları üzerinden Zeki Tosun'a sütre arkasından salvolar yaptı. "Selim Alan tandanslı" gazeteler, gün geldi avukatlığa soyunup Selim Alan'ı savundu, gün geldi hakim cübbesi giyip Zeki Tosun ve ailesinden her kim varsa kökünü kazımak için yayınlar yaptı. Hızını alamayan Başkan (!) Selim Alan, bu kez Kızılay Başkanlığına Serap Elibol'u öneren AKP'li meclis üyesi Murat Uzun'u hedef tahtasına koydu. WhatsApp grubunda patlak veren Selim Alan ve Murat Uzun restleşmesi meclis grubunu da ikiye böldü. Murat Uzun Şems-i Tebrizi'den,
"Gamzelendi gönül yine devası ah'tir. Gönlü mahzun olanın dostu Allah'tır."
Bekir Selçuk ise Mevlana'dan...
"Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme... Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime...
Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme" dizeleriyle Putin'den önce davranarak kimyasal bir silahla zehirledi Selim Alan'ı...
Alan, yaklaşık 15 gündür ölümcül bir hastanın çaresizliğiyle oksijen çadırında kendisine uzanacak bir yardım eli bekliyor o çok güvendiği Ankara'dan... 
İyi de herkes mi kötü kardeşim!

Mustafa Çağlayan, Zeki Tosun, Mükerrem Ayçiçek, Murat Uzun, Bekir Selçuk, Aydın Arıcı ve tabi başkanı eleştiren gazeteciler!
Liste uzayıp gidiyor...
Çünkü, Selim Alan her krizde aynaya bakmak yerine bir düşman, bir "hain" yaratarak kendi başarısızlığını gölgeleme derdinde. 
 

Kötü olan sadece partide değil belediyede de işlerin pek de iyi gittiği söylenemez!
20 yıldır Zonguldak'ı unutan AKP iktidarı, son 2 yılda yaptığı hamlelere rağmen, Selim Alan sayesinde kendi ayağına sıkıyor. 
Aylardır çalışmayan halk otobüsleri, delik deşik yollar, belediye çalışanları arasındaki iş barışının bozulması, hizmet araçlarının icra yoluyla bağlanarak, emlak, kira ve su gelirlerine gelen 33 milyonluk hacizle eli kolu bağlanan Selim Alan her şeye rağmen kuyruğu dik tutmaya çalışıyor.

Gerçi o, adının başında yazdığı  "Doktor" imzasıyla anılmak istese de, kurnazlığına ithafen üniversite yıllarında takılan "Tilki" lakabını sonuna kadar hak ediyor!

Yönetim anlayışıyla; bir döneme damgasını vuran "Ben sizin babanızım, ben ne dersem olur" şeklindeki abzurt şarkı sözlerini anımsatan Selim Alan, değil belediye başkanlığını, sınıf başkanı kolluğunu bile taşıyamayacağını bir kez daha gösterdi. 
 

Kameraların önünde, CHP sıralarındaki meclis üyelerine takındığı nobran tavrı, kendi meclis üyelerine de uygulamak isteyince duvara tosladı. AKP Meclis grubundaki gücü her geçen gün zayıflayan Selim Alan'ın "öfke kontrolü yönetimi"ndeki zafiyeti siyasi sonunu hazırlamaya devam ediyor. 
 

Seçimlere 2 yıldan az bir süre kala eleştiri aldığı "Kibir ve ego"su yüzünden, sabahları kutusundan çıkarıp oynadıktan sonra  akşamları aynı kutuya koyduğu "kurşun askerler"i dışında  kimsesi kalmayan Selim Alan, esasında Kızılay Zonguldak Şubesinin layık gördüğü plaketi sonuna kadar haketti.
Birisi Selim Bey'e şu sözleri hatırlatmalı...
Yalnız taş, duvar olmaz!
Olursa da bir gün mutlaka yıkılmaya mahkumdur!